Çocukluğun bitiş dönemi, yetişkinlikten önceki evre olan ergenlik, yani genç yetişkinlik, aslında toplumun büyük bir kısmını oluşturuyor. Çocukluk dönemindeki gibi sadece oyun oynanan ve talep edilen isteklerin yer aldığı bir dönem yerine, hayata karşı bakış açılarının değiştiği bir evre olan ergenlik dönemi, genç bireyler için önemli bir adımdır.
Bu dönemde genç arkadaşlarımızın biz ebeveynlerden istedikleri tek şey, sadece anlaşılmak ve yargısız bir şekilde dinlenilmektir. Değişen dünyayla birlikte kuşaklar arasındaki dönemsel farklılıklar elbette vardır ve bu farklılıklara uygun davranmak oldukça kıymetlidir.
Genç bireylerin hal ve hareketlerini, düşüncelerini ya da kararlarını geçmiş yaşantımızla kıyaslamak, yalnızca genç arkadaşımızla aramıza mesafe koyar. Her dönemin ve bu dönemdeki bireylerin ihtiyaçları çok farklıdır. Bu farklıkları kıyaslamak yerine çözüm odaklı bir şekilde karşı tarafı dinlemek ve “yanındayım” hissiyatını vermek, iki farklı dönemdeki kuşağı birbirine yakınlaştırır.
Genç arkadaşlarımız, değişen bedenleriyle, değişen düşünce ve hayata bakış açılarıyla kendilerini bulma aşamasındadır. Bu süreçte onlara sadece destek olmalı ve saygı duymalıyız. Yönlendirilmiş her birey, kendi benliğinden ayrılmış bir birey demektir. Hayatta var olan her birey, kendi kararlarını ve olmak istediği kişiyi kendisi inşa etmelidir.
Biz ebeveynler olarak elbette onların yanındayız, fakat onların yürümek istedikleri yolda onlara yön tarif etmemeliyiz; kendi bulacakları yöne sadece eşlik etmeliyiz. Bizim tavsiyelerimiz ya da geçmişten verdiğimiz hayat öykülerimiz, belki de genç arkadaşımızın hayatına hitap etmiyor olabilir. Ya da onların yürüyecek oldukları hayat çizgisi farklı olabilir.
Evet, hata yapmalarını istemeyiz. Fakat kendi yolunda yürüyen bir birey, kendi öyküsünü yazmalı ve çıkaracağı dersler kendi kararına bağlı olmalıdır.
Unutmayın, karşınızda bir yetişkin olma yolunda genç bir birey var.
Sağlıcakla kalın.